“4:20’yi kaçırırsanız, 4:22’ye kadar bekleyin. Çünkü 4:22 de 4:20’dir.”
saat 4.44 cinlendim, uyku şimdi çok uzak kalem, defter, gece, şarkımız, kahve, cigara, bi kaç hece e bi de buluşursa hüznüm edebimle bir ara bu gece harflerinden oluşup boş bi sayfaya karalanmalı ilk defa kahramanı olabilip de bu umman hikayenin imla hatasıyla dolup taşsam da yazılmalıydım
sen mışıl uyurken, bu evren çok haylaz valla samanyolu yüzünün ardına gizleniyor yıldızlar konuyor dudağına, gezegenler, otuz iki kısım tekmili birden gülümseyip göz kapaklarında buluşuyorlar galaksi gibi benimse uykum kaçtı yavuklusuna aksi gibi ama beklemeli sabırla, uygun vakti kollamalı uzayın, uzayıp da “artık uzatmiim” dediği anda kabuslarından çekip kurtarıp uyandırmalı arayıp da bulmalı tenine gizlenen kelimeleri küfrede küfrede saf günahtan oluşan özüme salya sümük olsam da, yazmalı yaralanmalıydım
tam da şimdi yazım geldi bak, kış çok uzak zaman beni saran, sarsan kısa bir elvedayken dertleşip de bi de kendimle bir aradayken senin ateşinden yanıp yanıp harlanmalı sörf yapmalı gerekirse bir daha harmanı olup da okyanus yeşili gözlerinin o kıyak dalgasında zıvanadan çıkıp yolumu alsam da yanmalıydım
bilemiyorum bilemeyeceğim bilmek de istemiyorum a son bir defa da olsa kahramanı olup bu duman hikayenin cümle safsatasından oluşsam da seninle yaşlanmalıydım
"Yorgun; hiçlikten bıkmış, her şeyden bıkmış, dünyanın taşımayı asla seçmediği ağırlığından bıkmış." ― F. Scott Fitzgerald * Yoruldum; biraz da perişanım…
bekleyeceğim yolunubeklerim elbetbulup ta bir yolunubekleyeceğim merakta kalmabekleyeceğim sonuna kadaryoluna kurban gözüme serdiğino yaşın, bulup ta bi şekil akacağı yolunubekleyeceğim…